Koronaya dair bilgiler
14:53 · 22 Eylül 2022

COVID-19 tedavisi, ilaçlar, uzun vadeli sonuçları

Koronavirüs enfeksiyonunun gerçekleştiği vakaların çoğunda hafif ve ılımlı bir hastalık seyri görülür. Ağır seyreden hastalıkların tedavisi için ise henüz özgül bir tedavi yöntemi yoktur; ancak yine de destekleyici önlemlerin ve kullanılan ilk etken maddelerinin bulunduğuna işaret etmek gerekiyor. Bu makalemizde bu konuda daha geniş bilgiyi okuyabilirsiniz.

COVİD-19’a karşı destekleyici önlemler.

Hafif hastalık seyirlerinde COVİD-19’un tedavisi

COVİD-19 enfeksiyon hastalığına, SARS-CoV-2 adındaki virüs neden olur. Elbette en iyisi, aşı gibi önleyici tedbirlerle enfeksiyona yakalanmaktan kaçınmak. Enfeksiyonların yaklaşık yüzde 80’i, ılımlı veya orta şiddette seyrediyor. Enfekte olanların, mümkünse aile hekimlerinin görüşünü de alarak, hastalığı evde izolasyona çekilerek hastalığı atlatmaları gerekir. Bu bağlamda mümkün oldukça bolca dinlenip uyuyarak ve dengeli beslenerek bağışıklık sistemini desteklemeliler. Ayrıca ortalamadan fazla sıvı tüketmek de faydalı olacaktır; çünkü vücut enfeksiyona yakalandığında sağlıklı olduğu döneme oranla daha fazla sıvıya ihtiyaç duyar.

Ağır seyreden COVID-19 hastalığının tedavisi

Koronavirüs enfeksiyona yakalananların yaklaşık yüzde yedisi, hastalık ağır seyrettiği için hastaneye yatırılıyor. SARS-CoV-2 virüsü her şeyden önce solunum yollarına yerleşiyor ve kritik vakalarda zatürreye (pnömoni, yani akciğerlerde iltihaplanma) yol açıyor. Nefes darlığı ve kandaki oksijen oranının azalması, hastalığın ağır geçeceğinin habercisi oluyor. Bunun dışında kalp ve böbreklerle sinir sistemi gibi diğer organlar da hastalıktan etkilenebiliyor.

Akciğer: COVID-19’a en sık yakalanan organ

Akciğer, COVİD-19 enfeksiyonundan özellikle etkileniyor; bu nedenle solunum yolları tedavinin odağında yer alıyor. Hastalığın kritik bir hastalık seyrine bağlı olarak zatürreye yol açtığı durumlarda, akciğerde sıvı toplanıyor. Bu nedenle akciğer kana yetersiz düzeyde oksijen verebiliyor. Birçok vakada, örneğin ağız-burundan hava veren solunum maskesi veya kafanın tamamını kaplayan maskelerle ek olarak oksijen vermek gerekiyor. Hastanın durumu kötüleşirse, yoğun bakım servisinde suni teneffüs uygulamasına geçmek gerekebiliyor.

Hastanede destekleyici önlemler

Direkt koronavirüse yönelik özgül bir tedavi yöntemi henüz mevcut değil. Virüsle, vücudun kendisinin gösterdiği dirençle mücadele etmek gerekiyor. Günümüzde uygulanan tedavilerin büyük çoğunluğu, oksijen, kan dolaşımını destekleyen ilaçlar veya ortaya çıkabilecek alternatif veya ek bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için antibiyotik verme gibi destekleyici önlemleri kapsıyor. Bunun dışında önem teşkil eden diğer temel hastalıklara karşı tedavi uygulanıyor. Alınan önlemler, hastanın vücudunu virüse karşı mücadelesinde desteklemeye ve ağır seyirlerin etkilerini mümkün ölçüde azaltmaya hizmet ediyor.

Geliştirme aşamasında: COVİD-19’a karşı biyolojik-tıbbi ilaçlar

SARS-CoV-2 koronavirüsüne karşı çeşitli ilaçlar geliştirmek üzere çalışmalar sürüyor. Bugün 400’den fazla etken madde üzerinde 4.500’ü aşkın araştırmada ilaç geliştirme çalışması yapılıyor. Bazı ilaçlar kullanım onayı aldı bile. Bunların arasında anti-viral etki gösteren monoklonal antikorlar var: Suni olarak üretilen antikorlar, virüslerin hücrelere tutunmasını engelleyebiliyor ve belli koşullarda COVİD-19’a karşı hastalığın ilk evrelerinde kullanılabiliyor. Bunun dışında, aşağıdaki ilaçlara kullanım onayı verilmiş durumda:

İyileşenlerden alınan antikorlar (Re-konvalesan plazma)

  • Re-konvalesan plazma, SARS-CoV-2 enfeksiyonunu atlatarak yeniden sağlığına kavuşmuş ve bir bağışıklık geliştirmiş olan kişilerden alınan kan plazmasıdır. Bu kan plazmasında bu virüse karşı geliştirilen antikorlar vardır. Ağır hastalara re-konvalesan plazma veya bu plazmanın yıkanmasıyla elde edilmiş antikorlar verilir. Antikorlar virüs bağlar veya nötrleştirir ve böyleye bağışıklık sistemini enfeksiyonla mücadelesinde destekler. Ancak bu yöntemin etkinliğini kanıtlamak için, denetlenmiş klinik araştırmaların tamamlanması gerekiyor.

Remdesivir

  • Ebola ilacı olarak tanınan remdesivir bir virostatikumdur, yani virostatik virüslerin çoğalmasını önleyen bir etken maddedir. COVD-19’un tedavisinde kullanım onayı almıştır ve hastalarda SARS-Cov-2 virüsünün yayılmasını engellediği ve dolayısıyla iyileşme süresini kısalttığı değerlendirilmektedir. Ancak yapılan ilk araştırmalarda remdesivir bu özelliğini kanıtlayamadı. Robert Koch Enstitüsü, remdesivirin entübe edilmeyen hastalarda mümkün ölçüde hastalığın ilk evrelerinde kullanılmasını tavsiye ediyor.

Mezenkimal kök hücreler

  • Bu hücreler, çeşitli hücre türlerinin erken safhalarıdır ve insan vücudunda, bağ dokuların, kemiklerin ve kasların korunmasından ve rejenerasyonundan sorumludur. Ağır seyreden COVİD-19 hastalıklarında iltihaplanmayı önleyici ve dolayısıyla akciğer dokusunu koruyucu, ayrıca hasar gören akciğer dokusunun rejenerasyonunu sağlayıcı etkiye sahip olduğu değerlendirilmektedir. İnsan vücudunda kullanmak üzere üretimine, Almanya’da en üst düzeyde kalite standartlarına (İyi Üretim Pratiği - Gute Herstellungspraxis – GMP) uyulması kaydıyla izin veriliyor.

Deksametazon

  • Bir kortizon preparatı olan deksametazon iltihaplanmayı önleyici etkiye sahiptir. COVİD-19’un ağır seyrettiği ve entübe edilmeleri gereken kullanılmaktadır ve vücudun çoğunlukla gösterdiği aşırı bağışıklık reaksiyonunu frenler. Araştırmalar, deksametazonun ağır seyreden hastalıklarda ölüm oranını üçte bir oranında düşürdüğünü ortaya koydu.

İyileşme ve COVİD-19’un uzun vadeli sonuçları

COVID-19, hastalığın hafif seyrettiği vakalarda yaklaşık 2-3 hafta sürüyor. Ancak ağır vakalarda, akut hastalık dönemi iki kat fazla sürebiliyor. Yoğun bakım tedavilerinin ardından, sıklıkla organlara özgü uzun vadeli sonuçlar da gözleniyor. Kimi hastalarda akut hastalık döneminin ardından fatigue adı verilen kronik yorgunluk ve halsizlik semptomları ortaya çıkabiliyor. Bu semptomlar kimi durumlarda nefes yetmezliğine, nörolojik rahatsızlıklara, ani kusmalara veya şiddetli baş dönmesine kadar varabiliyor. Bu olgu, “uzun süreli covid” (Long COVID) veya „Post-COVID-19 sendromu” adı altında tanınıyor. Bu konuda güvenilir ve genel temsil özelliğine sahip, kımsen uzun vadeli sonuçları yaşayan hastaların verilerinin yer aldığı araştırmalar henüz mevcut değil.

„Long Covid“ – sadece ağır hastalık seyirlerinde görülmez

Korona enfeksiyonunun uzun vadeli sonuçları giderek daha fazla sayıda insanı etkiliyor. Kimi hastalar hastalığı atlattıktan haftalar ve hatta aylar sonra çeşitli semptomlardan etkileniyor. Bugün artık araştırmacılar, „Long Covid“ hakkında yeni bilgileri yayımlamaya başladı.

Koronavirüsün bulaşması, muhtemel semptomları ve hangi önemli önleyici tedbirlerin bulunduğu hakkında en sık sorulan soruların yanıtlarına, bu makaleden ulaşabilirsiniz.